Bilderberg.org

[Melike]

İran tehdit ediliyor, ama vurulan Irak, Lübnan, Sudan, Pakistan oluyor. Becerebilselerdi Türkiye de vurulanlar arasında olacaktı….

Sanki birileri hedef şaşırtıyor. Vuracakmış gibi yaparak sürekli İran’ı güçlendiriyor. Batı İran’a tehditler savuruyor ama bütün operasyonları İran ve Şia lehine. Bu işte bir tuhaflık var. ABD-Yahudi ittifakı sağ gösterip sol vuruyor. Bunu bilinçli bir politikanın sonucu yapıyor.

Yapılan propagandaların aksine Batı, mezhep çatışmaları çıkararak Ortadoğu’yu bütünüyle istikrarsızlaştırmayı, potansiyel tehdit ve rakip olarak gördüğü İslam’ı teslim almayı amaçlıyor. Bir mezhep çatışması için İran’ın, özellikle Şia’nın güçlendirilmesi gerekiyor.

Zira şu ana kadar yapılanlar bütünüyle İran’ın güçlenmesine yaramıştır. Irak savaşı sonrası artan petrol fiyatları İran’ın ekonomik olarak güçlenmesini sonuç vermiştir. İran sürekli tehdit edilmiş ama hep başkaları vurulmuştur. Irak’a müdahaleden sadece İran kazançlı çıkmıştır. Bu gün Irak’taki yönetimde Şiiler çok etkilidirler ve İran’la temas halindedirler. Irak bütün kalsa Şia ve İran etkisinde bir devlet olacaktır. Bölünse içinden petrol bölgesine sahip İran’a komşu güçlü bir Şii devlet çıkacaktır.

ABD-Yahudi ittifakının operasyonlarının sürdüğü Lübnan’da da bütün gelişmeler Şia ve İran lehinedir. Suikastlar, karışıklıklar, siyasi çalkantılar bu küçük ülkede Şia’nın güçlenmesine, ülkenin Hizbullah İran etkisine girmesine neden olmuştur.

Son yıllarda Pakistan da ABD’nin hedefe koyduğu ülkelerdendir. ABD’ye düne kadar sadık bir müttefik, hatta kapıkulu olan Pakistan bu gün karıştırılmak, çatıştırılmak ve bölünmek istenmektedir. Pakistan’daki gelişmelerden ABD’nin sorumlu olduğu konusunda şüphe taşımadan hüküm verebilirsiniz. Öyle anlaşılıyor ki dünyaya İran’ı hedef gösteren ABD, yine bir başka ülkeye indirecek yumruğunu. Pakistan Şii-Sünni gerginliğinin var olduğu ve sürekli kaşındığı büyük bir ülkedir. ABD’nin güdümünde olmasına rağmen İsrail bölgede bu ülkeyi kendisine potansiyel bir tehdit ve tehlike görmektedir. Butto saldırısı da ortaya koydu ki, Pakistan’da bir Şii-Sünni çatışması çıkarılacak, ülke kaos ve kargaşaya itilecek, belki de daha küçük parçalara ayrılacak. Bu arada nükleer gücün kimde kalacağına veya nasıl bertaraf edileceğine karar verilecek.

BOP işliyor. ABD-Yahudi-Batı ittifakı Ortadoğu’yu şekillendirmeye devam ediyor. Mezhep çatışmalarına habire odun atılıyor. Bölgede bulunan büyük güçler küçük parçalara ayrılıyor. Etnik sürtüşmeler, vuruşmalar tahrik ediliyor. BOP’un ana hedeflerinden olan mezheplere ve etnik kökenlere göre Ortadoğu coğrafyasını ayırarak çatıştırma ve küçültme hedefine doğru ilerleniyor. Irak’taki tecrübe sonrası askeri çözümler kenara itildi. Batı bütün gücünü bölgeyi atomize edip, birbiriyle vuruşturmaya teksif etti. Böylece kendilerinin vuruşmasına ve ölmesine neden kalmayacaktı. Her zaman yaptıkları gibi başkalarını çatıştırıp vuruşturarak kendilerini hakem konumunda tutuyorlar. Taktik müdahalelerle, provokasyonlarla, ayak oyunlarıyla istediklerini yapmaya çalışıyorlar ve bunu başarıyorlar. Fakirlik, cehalet ve ayrılıklarla boğuşan bizim gibi coğrafyalar her defasında batının bu oyunları tutuyor. Biz boğuşuyoruz, birbirimizi boğazlıyoruz onlar tribünlerden izliyor, ihtiyaca göre kavgaların yönünü muhatabını değiştiriyor.

Batı bize yine yalan söylüyor, yine bizi oyuna getiriyor. Demokrasi diyor, ama kaos ve kargaşa getiriyor. İstikrar diyor, ama iç çatışmaları körüklüyor. “İran en büyük düşmanım” diyor ama her olaydan sadece İran ve Şia kazançlı çıkıyor. Karıştırılan Pakistan’da da kazançlı çıkan, Irak’ta olduğu gibi yine İran olacaktır.

Batı İslam dünyasında söylemlerinin aksine sürekli İran’ı ve şiayı destekleyerek Şii bir eksen oluşturmaya çalışıyor. Birbiriyle vuruşan, birbirini tüketen iki blok oluşturmaya çalışıyor.

Kaynak: http://www.stratejikboyut.com/author_article_detail.php?id=243